yerelhayat @ hotmail.com

 YURDANUR YÜRÜŞEN ÖĞRETMENİMİZE SAYGILARIMLA

Mustafa Telli 

PENDİK BİR DEĞERİNİ DAHA KAYBETTİ.

Pendik’te doğmuş, Pendik İlkokulu’nda okumuş,  Pendik İlkokulu’nda öğretmenlik yapmış, hocaların hocası YURDANUR YÜRÜŞEN Hak’ka yürüdü.

 

Çocukluğum Pendik Merkezde geçti. Pendik’in en güzel günlerinde yaşadım. Kuşlu Parkın olduğu yerde evimiz ve kuruyemiş- şekerleme dükkanımız vardı. Biz, Merkezde bir avuç çocuktuk. Bütün sokaklar, bütün evler bizimdi: kimin evinin bahçesindeysek o evin annesi bizim annemizdi. O evde yer içer, gecenin ilerleyen saatlerine kadar kızlı erkekli oyunlar oynardık. Sevgi, sabır ve fedakarlık timsali öğretmenlerimiz çok iyi öğretmendi. Öğretmen ne derse onu yapardık. Anne ve babalarımız kalbi öğretmenin kalbiyle tek yürek tek sesti.

Selçuklu Devletinin yıkılmasından sonra Anadolu Beylikler dönemine girdi. Bu beyliklerden ikisi Osmanlı ve Karamanoğlu Beyliğidir. Sürekli büyüyen Osmanlı Beyliği, Osmanlı Devleti’nden Osmanlı İmparatorluğu’na yükselince, kendisine rakip gördüğü Karamanoğlu Beyliğine mensup aileleri Avrupa’ya götürdü.

 

Fatih Sultan Mehmet’in oğlu Cem Sultan (1466-1486) tarafından gerçekleşen nakilde:  Karamanoğulları büyük gruplar halinde Konya’dan, Kayseri’den Nevşehir’den, alınarak bu günkü Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya’ya yerleştirildi. Balkanlarda İslam’ın gönül elçisi, Türkün hazır askeri olan Karamalılar; Türk kültürünü Balkanlara taşıyıp, Balkan kültürünün güzelliklerini kendi dünyalarına adapte ederek Avrupa’yı Türkleştirip, İslamlaştırdı.

 

Milli şair Yahya Kemal, o günleri şöyle anlatır:

“Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik;

Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik!

Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı ilerle!

Bir yaz günü geçtik Tuna’dan kafilelerle.”

 

1683 yılında İkinci Viyana Bozgunu’nu yaşayan Osmanlı İmparatorluğu önce duraklama sonra gerileme dönemine girer. Osmanlı İmparatorluğu, Balkan Savaşları (1912-13) ve Birinci Dünya Savaşında (1914-18) yenilince; Balkanlarda; Yunanistan, Sırbistan, Bulgaristan gibi devletler kurulur. Türklere baskı ve zülüm başlar

1922 de Osmanlı İmparatorluğu yıkılmış, 1923’de Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştu. Ülkede erkek nüfusu yok denecek kadar az, Balkanlarda yaşayan Türkler de zulüm altındaydı. 1924’de yapılan Mübadele Anlaşması ile 14. Yüzyılda Balkanlara giden Karaman Türkleri, 1924’de Türkiye’ye geri getirilir, Türkiye’nin yetişmiş eleman ihtiyacına kaynak olup, Pendik’i yeniden Türkleştirirler. Yüksek bir eğitim, iş, meslek ve çalışma anlayışına sahip olan Balkan Göçmenlerinden (Türklerinden) biri de YÜRÜŞEN ailesidir. 1924 yılında Tuzla’da karaya çıkan Yanyalılar, Pendik’e yerleşirler.

35. Osmanlı Padişahı Mehmet Reşat (1909-18), 1915 yılında Pendik Birinci İlkokulunu açmış, okulda birkaç öğrenci vardır. Kurtuluş Savaşı şeref madalyası sahibi Mehmet Sait Yürüşen öğretmen, Pendik birinci İlkokulu’nda göreve başlayınca yeni kayıtlarla büyüyenn okul, bu günkü Erol Kaya Caddesi’nde (Ankara Caddesi) kız (bir sınıf) ve erkek (iki sınıf) olmak üzere iki ayrı binada derse başlar.

1929 yılı Mehmet Said Yürüşen ve Esma Yürüşen için güzel bir yıldır. Güzeldir çünkü Uğur’dan sonra Dünya güzeli Yurdanur Yürüşen dünyaya gelmiştir. Ana vatanda doğan bebeğe yurtta doğduğu için yurt, yurdu aydınlatacağı için nur adının birleşeni olan “Yurdanur” adı konur.

Yurdanur Yürüşen, 1936 yılında Pendik Birinci İlkokulu’nda okula başlar, Arabacılar Sokağı’nın (Namık Kemal Caddesi) parke taşlarından sekerek okula giden Yurdanur’un amacı babası gibi öğretmen olmaktır.

Sağ elinde tahta okul çantası, sol elinde beslenme çıkını, dudaklarında Ahmet Kutsi Tecer’in “Orda bir köy var uzakta, gitmesek te görmesek te o köy bizim köyümüz” türküsü.

Anne ve babasından duyduğu hasret kokan Rumeli Türküleri ile büyüyen, çalışkan, zeki ve başarılı bir öğrenci olan Yurdanur, öğretmenleri ve arkadaşları tarafından çok sevilir. Öylesine sevilir ki İngiliz (Doğu) Mahallesi’nin göz bebeği olur.

Art arda gelen Balkan Savaşı, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nı yaşayanlar için yıl; yokluk, kıtlık ve salgın hastalık günleridir. Bebekken ağabeyi Uğur’u, sekiz yaşında (1937) babası Mehmet Said Yürüşen’i, kaybeden Yurdanur bir kez daha yıkılır.

Ancak babasına verdiği sözü hiç unutmaz. Yurdanur okuyup, babası gibi öğretmen olacaktır. Çocukları sevip, bağrına basacaktır. 1944 yılında yatılı İstanbul Çapa İlk Öğretmen Okuluna girip, 1947 yılında mezun olur.

 

“Alnımızda bilgilerden bir çelenk / Nura doğru can atan Türk genciyiz

Yeryüzünde yoktur olmaz Türk'e denk / Korku bilmez soyumuz”

 

165 boyunda, 50 kilo ağırlığında, beyaz tenli, siyah tayyörlü; çocuk sevgisi, çalışma azmi, sabır ve fedakârlıkla dolu genç kızın hedefi yüzü gülen, mutlu çocuklardır.

Hemşerisi, Türkiye Cumhuriyetin kurucusu, Başöğretmen Atatürk’ü kendisine rehber alan Yurdanur, vatanı ve milletini çok seven, çalışkan ve üreten bilgili çocuklar yetiştirmek, uçsuz bucaksız toprakları modern tarım araçlarına kavuşturup üretimi arttırmak için Atatürk gibi Anadolu’ya gitmeye karar verir. Yürüşen’in ilk görev yeri Gümüşhane Kelkit’ir.

 “Atatürk’ün izinden gideceğim” diyerek Gümüşhane’den sonra Samsun’a gider. 1953 yılında doğduğu, büyüdüğü, serpilip, geliştiği İstanbul Pendik’e gelir. 1953’ten 1975 yılında kadar 22 yıl kendi okuduğu Pendik İlkokulunda (Merkez ilkokulu) çalışarak, öğrencilerinin çocuklarını okutur, öğretmen olan öğrencileri ile birlikte öğretmenlik yapar. Öylesine çalışkandır, öylesine başarılıdır ki; 27 Mayıs 1960 askeri ihtilalini yapan askerler, Yurdanur Öğretmeni Pendik Doğu Mahallesine muhtar olarak atarlar.

1962’de Annesi Esma Hanımı kaybedenince; çözümü yeniden çocuklara sarılmakta bulur. 

Öğretmenliği; Peygamberlik mesleği, çocukları; Türkiye’nin aydınlık yüzü olarak görerek, sürekli çalışır, sürekli üretir. Pendik İlkokulu’nda bando tamını kuran, İzci beyi olup, yaz tatilinde öğrencilerle birlikte vakit geçirir. Dünya halk oyunları yarışmasında Türkiye’yi temsil eden Üsküp Halk Oyunları ekibi de Yurdanur öğretmenin eseridir

Atatürk, bir süre İstanbul Şişli’de yaşamış, yaşadığı ev Atatürk Müzesi olarak ziyarete açılmıştır. Atatürk’ün manevi kokusunu almak için Şişli’ye tayin isteyip,1975’den 1985 yılına kadar Şişli Harbiye İlkokulu’nda çalışır.

Elli yaşına geldiği 1979 yılında “evet” diyerek, kendisi gibi öğretmen olan Osman Keskin ile evlenir.

Yüzlerce başarıya imza atmış, kendisini Türk Milletine ve Türk Devletine adayan, vatan millet sevgisiyle dolu Pendik’in sevgilisi örnek ve önder, okul arkadaşım, meslekdaşım, ablam, öğretmen Yurdanur Yürüşen bu gün yok.

 

“Şanlı yurdum her bucağın şanla dolsun.

Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun.

Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun”

 

13 Eylül 2021 Pazartesi günü ebedi aleme göç eden Yurdanur Yürüşen Öğretmenimizi, 14 Eylül 2021 Salı günü Pendik Çarşı Cami’nde öğle namazı sonrası kıldığımız cenaze namazı ile Pendik Tavşan Tepe Mezarlığı’nda dua ve gözyaşları arasında toprağa verdik.

Cenaze törenine Akrabaları, öğrencileri, öğretmen arkadaşları, Pendik çarşı eşrafı ve Pendik protokolünün katıldı.

Yolun Allah’ın yolu, kabrin cennet bahçelerinden bir bahçe olsun öğretmenim.

 

Bu yazının hazırlanmasında bana sözlü kaynak olarak destek veren Neşe Akdemir Hanım’a teşekkürlerim ile.

Mustafa Telli

Lütfen EMEK HIRSIZLIĞI YAPMAYIN. Yazıyı kesip, parçalamayın, beğendiyseniz bütün olarak paylaşın.