OKUL MÜDÜRÜ İLE SÖYLEŞİ

EMEKLİ DOLAYOBA İLKOKULU MÜDÜRÜ MERHUM GÜRBÜZ BÖLÜKBAŞI İLE SÖYLEŞİ

Tüm öğretmenlerin 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutlar, ebediyete intikal eden öğretmenlerimi rahmet ve minnetle anar, hasta olanlara Allah'tan acil şifalar, hayatta olanlara sağlıklı yıllar dilerim.


Sayın müdürüm kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
1942 Gümüşhane doğumluyum. Babam çifti, annem ev hanımıdır. Gümüşhane İlköğretmen Okulu mezunuyum. 28 yıl devlet okullarında, 11 yıl özel okullarda öğretmen ve idareci olarak çalıştım. Emekli okul müdürü, evli ve üç çocuk babasıyım.


Sayın müdürüm bize çocukluk günlerinizden bahseder misiniz?
Köy çocuğu köyde ne yapar? Ya evin önündeki bahçeyi sularsın ya tarlaya yemek götürürsün ya da dere tepe koyun güdersin. Kışın soba başında mısır patlatır, dedenin masallarını dinler, yazın arkadaşlarınla çelik çomak oynarsın.


İlkokul Öğretmeninizi hatırlıyor musunuz?
İlkokul öğretmenimiz Fatih Bey, boylu posluydu, güzel giyinir, güzel konuşurdu. Çok bilgiliydi. Dersi çok iyi anlatır, sorduğumuz sorulara hemen cevap verirdi. 5. Sınıfa geçince Fatih Öğretmen gibi güzel giyinmek, güzel konuşmak için öğretmen olmaya karar verdim.


Aileniz ne dedi?
Annem de, babam da bana: “Senden iyi öğretmen olur. Oku, öğretmen ol, köyümüze, milletimize ve devletimize faydalı ol.“ diyorlardı.
Sonra ne oldu Müdürüm?
Gümüşhane ilköğretmen Okulu yatılı sınavlarına girip, okulu ikincilikle kazandım. Öğretmen Okulunda da çalışkandım. Derse hazırlanarak girer, hocayı can kulağı ile dinler, anlamadığım yeri hemen sorar, sürekli derse katılırdım. Boş zamanlarımda kitap okur, spor yapar, şiir ve kompozisyon yazar, resim çizerdim. Öğretmenlerim ve arkadaşlarım beni çok severdi. İkinci sınıfta (yedi) sınıf başkanı beşinci sınıfta (on) okul başkanı oldum. Törenlerde okulun bayrağını ben taşıyıp, sıranın en önünde gururla yürüdüm.


İlk görev yeriniz neresiydi müdürüm?
1963 yılında göreve başladım. İlk görev yerim yerimde Gümüşhane Köseler Köyü İlkokuludur. daha sonra Konya'ya ve Samsun'da çalıştım. O yıllar; öğretmen köyün en aydın kişisiydi. Köyün ağası, muhtarı bilmediğini öğretmene sorar, öğretmenin sözüne güvenirdi. Biz öğretmenler; kaymakam, belediye başkanı, Jandarma komutanı, sağlık memuru, imam ile birlikte oturup, sohbet ederdik.


Müdürüm İstanbul'a ne zaman geldiniz?
Çocukların okul çağı gelince; çocuklar okusun, hem kendilerine hem de ülkelerine faydalı olsunlar diye İstanbul'a tayin istedim. 1975 yılında Kartal (Pendik) Ahmet Kutsi Tecer İlkokuluna atandım. 1976'da Dolayoba İlkokulu'na müdür oldum.


Bize birazda Dolayoba İlkokulu'ndan bahseder misiniz?
Dolayoba ilkokulu 1924 yılında yapılmış. Düşünün 100 kişinin yaşadığı Dolayoba'ya, bir yaşındaki Türkiye Cumhuriyeti bir okul yapmış. Okul köyün dışında devasa bir bahçe içinde, bahçesinde elma, armut, ayva, nar, incir gibi dört, mevsim meyvesi olan ağaçlar var. Rutubet olmasın diye yerden bir metre yukarda kurulan okul, sanat eseri gibi mimari bir yapıya sahip. Okulda; bir sınıf, bir iş atölyesi, bir resim ve müzik sınıfı ve bir öğretmen lojmanı var.


O yıllar okulda eğitim nasıldı?
Okulumuzda çok iyi bir eğitim vardı. Başarımızı ölçüsü; ortaokula, liseye ve üniversiteye gönderdiğimiz öğrencilerimizdir. Öğrenci ortaokula yazıldığında üniversiteyi bitirene kadar onunla irtibatı kesmezdik. Öğrencimizi askere uğurlar, evlendirir, iş bulurduk. Biz öğrencilerimizi çok sever onlarla gurur duyardık. O yıllar öğretmenler arası gizli bir yarış vardı. Her yıl sınıf geceleri, diploma törenleri yapardık. Bir sınıf Erzurum barı, bir sınıf Akçaabat horonu bir başka sınıf Tekirdağ karşılamasını sahnelerdi. Tiyatromuzu seyretmeğe yüzlerce veli gelirdi. Aynı oyunu üç dört defa oynardık. Sınıflar arası ve öğretmenler arası voleybol turnuvalarımız vardı. Küçük de olsa bir bando takımımız vardı. il içi ve il dışı geziler yapar, il ve ilçede düzenlenen yarışmalara katılırdık. Okul bahçesi halka açıktı. İsteyen futbol isteyen voleybol oynardı. Bahçenin bir köşesinde sebze yetiştir, bir köşesinde beş on da olsa tavuk beslerdim.


Hocam iyi bir öğretmenin özellikleri nelerdir?
Giyimi ve kuşamı ile öğrencisine ve toplum örnek olmalı. Öğrencisini sevmeli, sabırlı, fedakâr ve hoş görülü olmalı. Her öğrenciyi kendi çocuğu gibi görmeli. Çok iyi bir genel kültürü, çok iyi bir alan bilgisi olmalı. Öğretmen halkla bütünleşmeli, Türk tarihini bilmeli, Türkçeyi güzel konuşmalı, gelenek ve göreneklerimizi yaşamalı. Sınıfta adil ve demokratik olmalı. Tahtayı iyi kullanmalı, yardımcı kaynak, araç ve gereçlerle öğrencilerin ufkunu açmalı, yeni teknoloji, yeni bilgi ve teknikleri öğrenip kullanmalı. Öğrenci ve velilerine örnek ve önder olmalı. Her ilkokul öğretmenin görevi: öğrenciyi kendi ayakları üzerinde tutmaktır.


Bir müdürün görevleri nelerdir, Hocam?
Müdür okulun her işine sahip çıkar. Okulun dış kapısından giren herkes kapıdan çıkana kadar müdüre Allah'ın bir emanettir. Okul; çocuklar için inşa edilir, öğretmenler; çocukları okutmak için okula gelir. Müdürün işi öğretmen ve öğrenciyi buluşturmak, öğretmenin öğretmesini, öğrencinin öğrenmesini kolaylaştırmaktır.


Hocam, iyi bir öğrencinin özellikleri nedir?
Eğitim; öğrencinin öğrenmesi, öğrendiklerini hayata aktarmak içindir. İyi öğrenci çağın bilgilerine sahip, becerikli ve toplumun değer duygularını yaşayandır. Bu özelliklere sahip çocuk kendi ayakları üzerinde durur, çevresiyle barışıktır. Sorup sorgular ve yeni şeyler üretir.


Müdürüm, biliyorum, çok üzüleceksiniz ama Dolayoba ilkokulu yıkıldı. O güzelim okul şimdi yok.
Çok üzüldüm. Yolu büyütmek için okulu yıkmışlar. O okul ecdadın bize bir yadigârıydı. O okul bir sanat eseriydi. O okul 100 sene önceki Milli Eğitim Bakanlığının; eğitime, öğretmene ve öğrenciye bakışının bir simgesiydi. Yol başka yerden geçebilir, yolu başka yerden geçmiyorsa okulu başka bir yere taşıyabilirdik. Bırakın okulu taşımayı, tabelasına bile sahip çıkamadık.


Hocam birazda sosyal konulardan bahseder misiniz?
Öğretmen derneklerine üyeydim, öğretmenlerin çalışma ortamlarının düzelmesi, maaş ve özlük haklarının daha iyi olması için mücadele ettim. Öğretmenleri ev sahibi yapmak için biri Samsun'da ikisi Pendik'te üç yapı kooperatifi kurup, öğretmen arkadaşlarımı ev sahibi yaptım. Pendik'teki sitelerden biri 450 konutlarda diğeri Yayaların girişindedir.


Gençlere öğretmenliği tavsiye eder misiniz?
Öğretmenlik mesleği peygamberlik mesleğidir. Çocukları seven, sabırlı ve fedakâr olan her gence öğretmenliği tavsiye ederim. Başöğretmen Atatürk “Milletleri kurtaranlar yalnız ve yalnız öğretmenlerdir, Dinimiz “Oku” Hz Peygamber “İlim Çin'de de olsa arayınız” diyor.


Müdürüm 1991 yılında emekli oldunuz, ama on bir yıl daha çalıştınız bunu hikmeti nedir?
Çocukluğumdan beri beş vakit namaz kılar, oruç tutar, Kuran okurum. Yalan dolan bilmem. Çocuklar büyüyüp, her biri kendi işini kurunca haçça gitmek için, 1991 de emekli oldum. Haç dönüşü Özel Elçi ve Eryetiş kurumlarında 11 yıl çalıştım.


Sayım müdürüm Derya bana bir vasiyetten bahsetti, bu vasiyetin aslı astarı nedir?
Bu vasiyet Türk Milletinin asil kanından bana, benden de çocuklarıma intikal eden bir vasiyettir. Biraz rahatsızdım, bir iki gündür de rüyamda annemi görüyordum. Anladım ki zamanım geldi. Pınar, Derya ve Deniz'i yanıma oturtup, onlara sarılarak ”Çok yorgunum, sizi de biraz yordum. Hakkınızı helal edin, benden yana helal olsun. Size vasiyetimdir: Birbirinize sahip çıkın, adaletli, vicdanlı, merhametli, güzel ahlaklı olun, Allaha emanet olun.” dedim ve bu konuşmadan bir hafta sonra hayata veda ettim.


Gürbüz Bölükbaşı'yı herkes çok severdi.
Müdür Bölükbaşı; 1.80 boyunda, 80 kg ağırlığında, sportmen görünüşlüydü. Her zaman takım elbise giyer, kravat takardı. Olaylara güzel bakar, güzel düşünür, güzel konuşurdu. Öğrencilerin babası, öğretmenlerin arkadaşıydı. Kimseyi kırmaz, incitmezdi. Ülkesini ve milletini severdi. Dinine bağlı, Atatürk hayranı, Türk Milliyetçisiydi. Boş zamanlarında mesleki kitaplar, Türk tarihi, Türk edebiyatı ve dünya klasikleri okurdu.


Bugün cennet bahçelerinden bir bahçede olan Gürbüz Bölükbaşı; iyi bir baba, iyi bir eş, iyi bir öğretmen, başarılı bir müdür, çok iyi bir arkadaş ve ağabeydi. 1967 yılında Makbule hanımla evlenip, Derya, Deniz, ve Pınar isminde üç çocuğu olan Bölükbaşı 2011 sonbaharında aramızdan ayrıldı. Fani bedeni Pendik Yeni Şeyhli mezarlığında, aziz hatırası ise binlerce seveninin gönlünde yaşıyor.
"Sana ve kıza iki gün izin veriyorum, bu işi bitirin." deyip, Nikah saati tüm öğretmenleri nikah salonuna gönderdiğin Mustafa seni unutmadı. Rahat uyu müdürüm. Kabrin cennet bahçelerinden bir bahçe olsun.


Mustafa Telli

Öğretmenin, arkadaşın, kardeşin