Satın Almadılar, Sahiplendiler
Sokağa terk edilen ve sokaktaki yaşam koşullarına kolay bir şekilde uyum sağlayamayan hayvanların koruma altına alınıp bakımının üstlenildiği Kadıköy Belediyesi Geçici Hayvan Bakım Evi'nden köpek sahiplenen hayvan severler, sahiplenme süreçlerini ve yaşadıkları deneyimi anlattılar.
“SATIN ALMAYIN SAHİPLENİN”
Kadıköy Belediyesi Geçici Hayvan Bakım Evi'nde gönüllü olarak çalışan ve köpek sahiplenmeye karar verdikten sonra Lumi ile karşılaşan Figen Özkan duygularını şöyle ifade etti: “Zaten Lumi ile farklı bir iletişim bir bağ kurduk. Sahiplenmek istedik ve eşimle karar verip aldık. Hayatımda çok şey değişti olumlu anlamda. Bir bakışıyla duruşuyla size her şeyi ifade ediyor. Terkedilmenin verdiği bir korku vardı. Evin içerisinde çok tedirgindi biz seve seve ödül mamaları vererek sürekli güzel yaklaşımlarımız oldu. Lumi çok mutlu ve sevgi ortamında yaşıyor. Yemeklerinde alerji durumu olabiliyor. Bu yüzden çok dikkat ediyoruz. Evde de yalnız değil barınağımızdan sahiplendiğimiz biri engelli olmak üzere beş tane de kedi arkadaşı var. Çok güzel anlaşıyorlar. Seyahat etmeyi, misafiri insanı çok seviyor. Herkese tavsiye ediyoruz satın almayın sahiplenin bu canlara da güzel bir yuva verin istiyoruz ”
Kadıköy Belediyesi’nin“Satın Alma, Sahiplen” projesinin en güzel örneklerinden birini de Kadıköy Merdivenköy Mahallesi Seher Apartmanı sakinleri sergiledi. Apartman sakinlerinden Celal Başin, Murat Tavşan, İrfan Başaransoy ile Sezgin Güldürsün Kadıköy Belediyesi Geçici Hayvan Bakım Evi'nden Kont isimli köpeği sahiplendi.
“KONT BENİM HAYATIMA GÜZELLİKLER GETİRDİ”
Apartman sakini İrfan Başaransoy “Bakımevi’ne ilk gittiğimde hemen kulübede gördüm merhaba dedim. Bir baktı ve bence tamam bana soracak olursanız bizim dostumuz burada dedim. Arkadaşlarımı çağırdım. Hepimiz çok sevdik ve o da bizi çok sevdi. O andan itibaren dedik ki ‘Bizim apartmanımızda bizimle birlikte yaşayacak arkadaşımız bu’. Sonrasında Kont’u aldık ve her sabah sosyalleşmesi için dışarı çıkmaya başladık. Kont yağmuru sevmez, yağmur olmadığı sürece her sabah çıkarız. Benim hayatım böyle olmaya başladı. Komşularımız da çok seviyor ve mutlular. Hayatımda çok şey değişti. Benim hayatım Kont oldu artık”dedi.
“KONT’U KISKANIYORUZ”
Kont’a gösterilen yoğun ilgiyi anlatan Celal Başin ise “Şimdi yüksek katlı çok daireli binalarda bahçede köpek beslenmez diye sanki bir ön yargı var. Aslında beslenebiliyor biz de bunun ender örneklerinden biriyiz. Apartmandan ev alan ya da kiracı olarak gelen kişiler de hayvan sever olduğu için Kont’u benimsediler ve çok mutlular. Biz her akşam çardakta sohbet ediyoruz. Kont’un da yeri var. Komşularımızdan biri Kont’u sordu, biz de arsa sahibi dedik. Çok akıllı bir köpek... Bahçede yemekler yapıyoruz, kahvaltılar düzenliyoruz. O arada ‘Pamuk eller cebe, Kont’a mama parası’ diyorum herkes Kont’un kumbarasına para atıyor. O kadar çok kişi seviyor ki Kont’u, kıskanıyoruz. Çocuklar bile okuldan dönüşte bahçeye Kont’u sevmeye geliyorlar. Herkes ‘Nerden aldınız?’ diye soruyor. Biz de ‘Satın almayın, sahiplenin’ diyoruz” dedi.
“KONT BENİM KIRMIZIÇİZGİM”
Kont’un kırmızı çizgisi olduğunu ifade eden Sezgin Güldürsün ise “Ben çok seviyorum. Bu apartmanda kırmızı çizgim diyorum kimse yanaşamıyor. Ben onunla yatıp kalkıyorum. En ufak sesinde gece saat kaç olursa olsun balkondayım. ‘Sakin ol oğlum’ dediğimde gider yatar. İlk duyduğumda ‘Alalım, ben yardımcı olurum’ dedim. Hiçbir şeyi eksik değil. Büyük sağlık harcamaları olur diye para da biriktiriyoruz. Barınaktan geldiği zaman ürkekti, hiç sesi çıkmazdı. Biz onu kendimize alıştırdık ”dedi.



