Pendik’te Bir Celveti Tekkesi

Pendik Dolayoba köyünde bulunan Şeyh Veliyyiddün Celveti Tekkesi ise tarihin karanlık sayfalarından gün yüzüne çıkmayı beklemektedir.


Anadolu şehirlerinden hangisine yolunuz düşerse muhakkak orada insana dair bir şeyle karşılaşırsınız. Bazen bir mimari eser veya kitabe; bazen bir menkıbe, efsane, ağıt, ninni, fıkra ve destan bazen de bir türbe, makam ve bir şehitlik çıkar karşınıza. İşte tüm bunlar orayı kalabalık bir köy olmaktan çıkartıp şehir yapan unsurlardır.
İstanbul, tarihte Müslüman olmayan Bulgar Türkleri ve Müslüman Araplarca birçok defa kuşatılmış fakat alınamamıştır. Ne Arap’ın imanı ne de Türkün bilek gücü bu muhkem şehri alamaya tek başına yetmemiştir. Ta ki Fatih Sultan Mehmet Han bu iki gücü kendinde cem edinceye kadar.
Toplar surları dövüp, karadan gemiler Haliç’e indirildiği hengamede büyük komutan askerin maneviyatını güçlendirmek adına bir mesele atar ortaya.
Kayıp bir kabir…
Hem askeri morellendirmek hem de gelecek nesillere kökü zamanın derinliklerinde bir şehir bırakmak için ulemadan yetmiş yedi kişiye Mihmandar’ı Nebi Hz Halid bin Zeyd eba Eyyup el Ensari’nin kabrini bulma görevini verir. Çeşitli rivayetler olmakla beraber en yaygını Ak Şemseddin hazretlerinin himmetiyle bu günkü kabrin olduğu yerin tespitidir. Adeta Türk milleti gönül devesini yeni fethettiği şehre salarak bu yüce insana en müstesna yerde bir türbe ve cami inşa etmiş ve bu belde Hz Halit beldesi olarak isimlendirilmiştir.
Şehir yeniden yapılandırılırken yirmi dokuz sahabe kabir ve makamı daha tesis edilmiştir. Ayrıca fetih şehitlerine ait Nime’l Ceyş kabirleri de halk tarafından kutsal mekanlara dönüştürülmüştür. İnşa edilen camilerin ve tekkelerin hazireleri şehre ruh üfleyen önemli kişilerin kabirleriyle süslenmiştir. Hiç şüphesiz Kostantinopolis’i İslambol yapan en etkili unsur tekkelerdir. Sur içinden başlayarak yavaş yavaş sur dışına yayılan İstanbul tekkeleri, Kartal ve Pendik sınırına kadar dayanmıştır. Erenler buralara da nefes olmuşlardır.
Başıbüyük’te bulunan Daver Baba tekkesi önceleri Ahi sonra Bektaşi daha sonra da Nakşi Tekkesi olarak hizmet vermiştir. Yakacık’ta bulunan Mustafa Ağa Kadiri Dergahı, Aydos’ta bulunan Halveti Mustafa Efendi Tekkesi ve Kartal merkezde bulunan bir zamanların en hareketli Asitanesi Muhammed Fethul Maarifi Rifai Tekkesi; tekke ve zaviyelerin seddiyle kandillerini uyutmuş, meylerini dökmüş ve tarihin hafızasındaki yerlerini almışlardır.
Pendik Dolayoba köyünde bulunan Şeyh Veliyyiddün Celveti Tekkesi ise tarihin karanlık sayfalarından gün yüzüne çıkmayı beklemektedir. Türbe’de Şeyh Veliyyuddin, halifesi ve oğlu Şeyh Abdu’l-Fettah Efendi ve Torunu Şeyh Selim Efendi medfundur. Aziz Mahmut Hüdayi halifelerinden Tophaneli Veliyyuddin efendi silsilesinden Dolayoba’lı Şeyh Veliyyuddin efendi Pendik’i şehir yapmak isteyen erenler halkasındandır.
Burada erkan yürütülüyor muydu? Vakfiyesi var mıydı? Meydan, harem, aşhane derviş hücreleri ve hamam vs gibi meşrutası var mıydı yok muydu tam bir muamma. Tüm bu bilinmezlikler yapılacak akademik araştırmalar neticesinde aydınlatılacaktır.
Merhum yazarlarımızdan Münevver Ayaşlı hanımın tabiriyle “İstanbul’un üç düşmanı bulunmaktadır. Bunlar zelzele, belediye başkanları ve yangın” Tüm bu felaketlerle karanlığa bürünmüş kültür varlıklarımızın gün yüzüne çıkması şehirleşme sürecinin olmazsa olmazıdır. Bir Pendik sevdalısı olan Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Cin Beyefendinin Veli Baba Celveti Tekkesinin hatıra kandilini uyandıracak girişimlere öncülük etmesini istirham ediyoruz.
Zübeyir Tolga Çiler