AHMET ERİŞEN
Pendik Lisesi’nin efsane müdürü
Siroz sancağı: Siroz, Serez ve Selanik şehirlerinden oluşan Sancağın adıdır. Bugün Bulgaristan ve Yunanistan sınırları içinde kalan Siroz; 1308 yılında Osmanlı ile savaşmadan Osmanlıya teslim olmuş bir şehirdir. Osmanlı ile savaşmadığı için şehrin kilisesine, esnafına ve köylüsüne dokunulmamış, Anadolu’dan gelen Türkler için şehir dışında yeni mahaller oluşturulmuştu.
600 yıl barış içinde yaşayan şehir, 1911’lerdeki Balkan Savaşında Bulgar işgaline uğramış, Şehirde Bulgar çeteleri büyük bir katliam ve yağma yapmış, ev ve işyerini yakmıştı. 1900’lü yıllarda şehri terk eden Türkler, 1923 mübadelesiyle anavatana döndüler.
1911’de İzmir’de karaya çıkıp, Manisa Akhisar’a yerleşenlerden biri de henüz kundakta olan bir yaşındaki Ahmet Erişendir. Babasının İstanbul Adliyesi’ne atanmasıyla İstanbul’a gelen Ahmet Erişen, çocukluk günlerini Fatih Kadırga’da geçirir.
Karagümrük’te ilkokula başlayan Ahmet Erişen, Ortaokulu Vefa Lisesi'nde, liseyi İstanbul Erkek Lisesinde okuyup, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya bölümünden mezun olur.
Ahmet Erişen’in ilk görev yeri Adana Erkek Lisesi’dir. 2. Dünya savaşının patladığı yıllarda askere giden Erişen, 1941 Kasımından 1944 Martına kadar teğmen rütbesi ile vatan borcunu öder.
1945’te Adana Erkek Lisesi’ndeki görevine dönen Erişen, kısa bir sürede olsa Adana Sanat Okulu’nda (Meslek lisesi) coğrafya öğretmeni ve müdür baş yardımcısı olarak çalışır.
Adana küçük bir yer, İstanbul ise çocukluk ve gençlik günlerinin geçtiği devasa bir şehirdir. “Neden İstanbul olmasın?” diyerek bir dilekçe verip, İstanbul’a ailesinin yanına tayin ister. 1957 Ekim’inde İstanbul Tophane Erkek Sanat Okuluna atanır, çok kısa bir sürede olsa Atatürk'ün oturduğu evin karşısında yer alan Şişli Ortaokulu’nda çalışır. Atatürk ile arasında manevi bir gönül bağı kurar.
Pendik Lisesi’nin tarihi 1938’e dayanır. Pendik’te 1938’de Kadıköy Ortaokulu’nun ek binası olarak iki sınıf açılır. Bu sınıflar çoğalınca okul; 5 Mart 1939’da Pendik Ortaokulu, 23 Kasım 1959’da da Pendik Lisesi adını alır.
Ahmet Erişen Hoca, lise yıllarında arkadaşları ile birlikte Pendik’e gelip, çadır kurdu, denize girip, çarşıda gezdi. Pendik’i çok beğenen ve seven Erişen; Pendik’i isteyince: 6 Kasım 1959 günü Pendik’e, Pendik Lisesi’nin kurucu müdürü olarak atanır.
1965 yılında Pendik Lisesi orta kısmına kaydoldum. Üç yıl din dersimize okul Müdürümüz Ahmet Erişen Bey girdi. Pendik Lisesi Müdürü ve Din dersi öğretmenim Ahmet Erişen, fizik olarak 1.80 boyunda, 70 kilo ağırlığında, kısa saçlı, beyaz tenli bir adamdı.
Güzel giyinirdi. Hep takım elbise giyerdi. Elbisesi mevsime göre kışın siyah veya lacivert, yazın gri, takıma uygun açık renkli gömlek ve kravatı vardı.
Güzel konuşurdu. Akıcı bir dili, kibar bir sesi vardı. Pazartesi günleri yaptığımız törende “Sabahleyin abi ve ablalarınıza söyledim. Şimdi de size söylüyorum.” cümlesi ile başlayan naif ve latif konuşmasını büyük bir dikkat ve itinayla dinlerdik.
Adildi. Her öğrenciye baba şefkatiyle davranır, her öğrenciyi kendi çocuğu gibi sever, öğrenciler arasında ayrım yapmazdı. Üç yıl boyunca bir öğrenciye bağırdığını veya vurduğunu görmedim, duymadım. Çok iyi bir öğretmen ve çok iyi bir müdürdü. İstanbul beyefendisiydi.
Dersi güzel anlatırdı. Coğrafya öğretmeniydi ama bizim din dersimize girer, konuyu önce kendi anlatır, sona bize anlattırırdı. Okul müdürü olmasına rağmen dersini kaçırdığını, derse girmediğini hiç hatırlamıyorum. Her derse ilk günkü heyecanla girer, her öğrenciye bir iki soru sorup, derse katılmasını sağlardı. Bu katılımlarla hem iyi bir öğrenci olmanın hazzını yaşar hem de dini bilgilerimizin üzerine yeni bilgi eklerdik.
İstanbul’un işgalini ve kurtuluşunu gören ve çocuk aklı ve çocuk gözüyle düşmana baş kaldıran Pendik Lisesi Müdürü Ahmet Erişen, her çocuğun Allah’ın kendisine bir emaneti olduğunu bilir, Başöğretmen Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” sözü doğrultusunda; bilgi, beceri ve değer duyguları yükleyerek, ailesine, milletine ve tüm insanlığa faydalı bir insan olması için uğraşırdı.
Türk Milletinin maddi ve manevi değerlerine bağlı ve bu değerlerin takipçisiydi. Okul duvarına astığı “Ne mutlu Türk’üm, diyene” vecizesi ile Türk Milletinin büyük bir millet olduğunu, bizim de bu millete layık olmak için çalışmamız gerektiğini haykırırdı.
Başarılı bir müdürdü. Onun zamanında üniversite yerleştirme oranları zirve yapmıştı. Pendik Lisesi’ni bitiren hemen her öğrenci üniversiteye girer, mutlaka bir meslek ve iş sahibi olurdu.
Demokratik bir yapısı vardı. Tiyatro eserleri ile öğrencilerin akıl ve mantığına, müzik programları ile ruhuna spor ile bedenine hitap ederek, her bir öğrencinin kendi yolunu kendisinin çizmesini ister, okul girişine astırdığı Kurtuluş Savaşı vitray ile özgürlüğün önemini anlatırdı.
Akademik başarı için laboratuvarlarımız, devasa bir kütüphanemiz, soru soracak hocalarımız vardı. Spor alanında ilerlemek isteyen öğrenciler için sporun envaı çeşidi, sanata kabiliyeti olan öğrenciler için müzik korolarımız, resim atölyemiz öğrencilerin emrindeydi.
Sporu çok sever, öğrencilere spor yaptırmak ve spor sevgisi vermek için sınıflar ve okullar arası futbol, voleybol ve basketbol maçları yaptırır, ülkenin dört bir köşesinden derlediği halkoyunları ekibi ile ülke kültürünü okula taşır, Uzakdoğu sporları ile farklılık yaratırdı.
100 kişilik Pendik Lisesi bandosu milli bayramların göz bebeği, İstanbul’un efsanesiydi. En önde Pendik Lisesi beden eğitimi öğretmenimiz Şinasi Bey arkasında Türk bayrağı, okulun flaması, majör, boru gurubu, davullar, arkada okul müdürü Ahmet Erişen ve öğretmenlerin yer aldığı Pendik protokolü, onların arkasında öğrenciler ve halk… Halkın elinde devasa bir Türk bayrağı ve Atatürk resmi, gençlerin elinde dövizler ve bir konserve kutusu bir süpürge sapı ve bir avuç kumdan oluşan meşale…
İyi bir idareci ve iyi bir öğretmendi. Her öğrencisini; kendi ayakları üzerinde ayağa kaldırıp, kendisi ve toplumla barışık, topluma bir şeyler üreten bireyler olarak yetiştirmek için çabalardı. İl ve il dışı geziler organize edip, ülkemizi tanıtarak, yurt sevgisini vermeğe çalışır, açtığı şiir ve kompozisyonlar yarışmaları ile bizi okumaya ve yazmaya yöneltir. Kendi yazdığımız şiir, kompozisyon, resim ve karikatürlerimizden oluşan duvar gazetelerimiz ile bu çabayı takdir ve teşvik ederdi.
Erişen Hoca; İçi boş, dört duvar olarak teslim aldığı devasa bahçe içindeki Pendik Lisesi’nin içini çok kısa bir sürede doldurdu. Teslim aldığı binadan daha büyük bir binanın inşasını sağlayarak okulu üç misli büyüttü. Milli Eğitimin en iyi idarecilerini ve en iyi öğretmenlerini okula toplayıp okulu; Gebze’den Kadıköy’e hemen her öğrencinin ilk tercihi yaparak başarıdan başarıya koşturdu.
Ahmet Erişen Hocamız, Pendik Lisesi’nin altında büyük bir bahçe içinde tek katlı küçük, çok güzel bir evde otururdu. Bahçesindeki çeşme Pendiklilerin çeşmesiydi. Evin önünde denize giren biz çocuklar, elimizi yüzümüzü orada yıkar, sahada top oynarken o çeşmeden su içerdik. Hafta sonları top sahasında maç yapan amatör mahalle takımları, bu bahçenin arkasını soyunma odası olarak kullanırlardı.
Erişen ’in en büyük tutkusu Pendik çarşıda yürümek, alışveriş yapmak, arkadaşları ve öğrencileri ile sohbet etmekti. Her öğrencisini gördüğünde mutlaka bir iki dakika konuşup, hal hatır sorardı.
Hocam, okul müdürüm, meslek büyüğüm Pendik Lisesi’nin kurucu Müdürü Ahmet Erişen, 2 Temmuz 1976 günü emekli oldu. Öğretmen ve öğrencilerin gözünde yaş, kalbine hüzün. “Gül güle hocam, sağlığın yerinde, mutluluğun daim olsun. Biz sizi sevdik, sizi hiç unutmayacağız, ne olur, sende bizi unutma, yolumuz yolun olsun.” dediler.
Öğretmenim ve okul müdürüm olan Ahmet Erişen Beyi hiç unutmadım. Onun emekli olduğu yıl elini öpüp, hayır duasını alarak öğretmenliğe başladım. Öğrencileri onun gibi sevdim, onun gibi sabırlı, çalışkan ve fedakâr oldum.
Erişen, Felsefe öğretmenimiz Münire Erişen Hanım ile evli 3 çocuk babasıydı.
Pendik Lisesi’nde kesintisiz 17 yıl müdürlük yapan hocaların hocası Ahmet Erişen’i saygı, rahmet, minnet, hasret ve dualarla anıyorum. Hocam, öğrencin Mustafa ve Pendik halkı seni unutmadı, unutmayacak.
Mustafa Telli
Emekli öğretmen, Araştırmacı gazeteci
Lütfen kısmen veya tamamen kopyalayıp emek hırsızlığı yapmayın. Yazıyı beğendiyseniz “paylaş” butonuna tıklayarak paylaşın.
#mustafatelli #ahmeterişen #raiferişen #pendiklisesi
SAYGI VE HURMETLE ANIYORUM
NE MUTLU TANIDIM