yerelhayat @ hotmail.com

 

METİN ELÇİ'Yİ RAHMETLE ANIYORUZ

Ömrünü Türk Milliyetçiliğine adamış, Pendik Ülkücü Ocaklarının gururu, gönül ve dava adamı, çocukluk günlerimin afacanı Metin Elçi'yi Hak'ka yürüyüşünün birinci yılında hasret, minnet, sevgi ve saygıyla anıyorum.

Kabrin cennet bahçelerinde bir bahçe mekânın cennet olsun Metin.

Türk Milliyetçiliği fikri üzerine kurularak tüm Türk dünyasına hitap eden, lideri, programı, kadroları ve neyi nasıl, ne zaman yapacaklarını açıklayan ilk doktriner parti MHP'dir.

Alpaslan Türkeş, 1964 yılında; DP ve CHP karşıtı bir politika izleyen CKMP'sine girdi. 1965 kongresinde CKMP genel başkan seçilen. Türkeş, 1969 kongresinde CKMP'nin ismini MHP olarak değiştirdi. Partinin ismi Milliyetçi Hareket Partisi, amblemi de üç hilal oldu.

1965 kongresinde GİK üyesi olan Pendikli Mehmet Ali Erdinç, 1966 yılında MHP İstanbul ve Kartal teşkilatını kurdu. MHP kuruldu ama gençlik teşkilatı yoktu, o günün gençleri partilere gitmiyordu. MHP'liler bu problemi çözmek için gençlere hitap eden Ülkü Ocakları'nı kurup gençliği Türk milliyetçiliği çatısı altında toplanmaya davet etti.

 

ÜLKÜ OCAKLARI 1973 YILINDA KURULDU

Pendik Ülkü Ocakları Derneği 1973 yılında Pendik Doğu Mahallesi Pazar Sokak'ta kuruldu.

İstanbul Ülkü Ocakları Başkanı Abdullah Kederoğlu'ndan yetki alan Selman Çınar Pendik Ülkü Ocakları'nın kurucusu ve ilk başkanıdır. Selman Çınar'dan sonra Hasan Yazıcı, Çetin Algan ve Ali Ölmez Pendik Ülkü Ocakları başkanlığı yaptı.

 

Mehmet Elçi,  Pendik İlkokuldan sınıf arkadaşımdır. Biz Gazipaşa Caddesi'nde Mehmet'ler de bizim evden 200 metre aşağıda İsmet Paşa Caddesi'nde oturuyorlardı. Mehmet'le birlikte okula gidip gelir,  birlikte ders çalışır, plastik top ve tahta kılıçla oyun oynardık. Mehmet'in kardeşi Metin bizden üç dört yaş küçük, bizim oyunlarımızın göz bebeğiydi. İşte bu Metin, 1974'lü yıllarda Ülkü Ocakları ile tanışıp, Ülkü Ocakları'nda ve MHP'de çeşitli görevler alan Metin Elçi'dir.

 

ÜSKÜDAR'DA DÜNYAYA GELDİ

Metin Elçi 1957 yılında İstanbul Üsküdar'da dünyaya geldi.

Babası Salih Elçi, Devlet Demiryollarında makinist, annesi Nazmiye Elçi ev hanımıydı. Almanya’nın işçi aldığını duyan Anne Nazmiye Elçi, 1960 yılında baba Salih Elçi ile yolunu ayırıp, çalışmak için Almanya’ya gitti. Baba Salih Elçi, yedi yaşındaki Mehmet ve üç yaşındaki Metin ile birlikte kaldı.

Annesiz büyümek kolay mı? Babanın işte olduğu gün ve saatlerde ilkokul çağlarındaki Mehmet ve Metin; anneannelerinin ve komşularının pişirdiği yemeği, abi kardeş, minik elleri ile sofraya taşıyıp, yediler.  Abi kardeş;  birlikte hayaller kurup, gelecek güzel günlerin planlarını yaparak, hayata tutunmaya çalıştılar.

Mehmet ile Metin'in çocukluk günleri Pendik, Maltepe ve Üsküdar'da geçti. İlkokulu Pendik İlkokulu ve Üsküdar Selimiye İlkokulu'nda orta ve liseyi Pendik Lisesi'nde okudular.

 

GÜZEL GİYİNİRDİ

Metin Elçi, 170-175 boylarında 55-60 kilo ağırlığında kısa kıvırcık saçlı, beyaz tenliydi. Güzel giyinirdi, şıktı,  genç kızların gönlünü hoplatacak kadar yakışıklıydı.

 

Çok iyi top oynardı. Malkoç sahasında kaç defa sahaya çıktı, kaç gol attı bilmiyorum ama Gönülspor'un sol açığı olarak defalarca topu 90'dan çatala takıp, Gönülspor’u öne geçirdiğini dün gibi hatırlıyorum.

Metin, kitap okumayı çok severdi. Her kitapta  yeni bir şeyler öğrenir, öğrendiklerini eski bilgileriyle harmanlayıp, yeni bilgilere ulaşır, bu bilgileri de arkadaşlarıyla tartışırdı. Olayların analizini yapmak, dün ve bugün arasında irtibat kurup, yarını planlamak Metin Elçi için çocuk oyuncağıydı.

 

GÜZEL KONUŞURDU

Türkçeyi güzel konuşurdu, Türk tarihini bilir, Türk töresini ve İslam ahlakını hayatının merkezine koyardı.

Bütün ülkücüler gibi Türk devletini ve Türk milletini çok sever, Türk milletinin menfaatlerini kendi menfaatlerinden üstün tutardı. Türk Milliyetçiğini tanımlarken Milliyetçilik: “Türk Milletini sevmek, okumak, iş ve meslek sahibi olmak, yaptığı işin en iyisini yapmak, kendi ayakları üzerinde durmak ve topluma faydalı yeni şeyler üretmektir.” derdi.

 

ÜLKÜ OCAKLARINDA ISLAH OLDU

Kendi deyimiyle Ülkü Ocaklarında ıslah oldu.

Annesiz, anne sevgi ve himayesinden yoksun büyüyen Metin’in çocukluk günleri problemliydi. Metin, kendi deyimi ile: ‘’Ülkü ocaklarında durulanıp, ıslah oldu.’’ Islah oldu çünkü artık onu seven, koruyup kollayan büyük bir ailesi vardı. Ülkücü kimliğini ile hep gurur duydu, ülkücülüğünü hiç saklamadı, hiç kaybetmedi.

Fikri ve siyasi hayatının Türk-İslam davasıyla şekillendiği 70'li yıllarda Selman Çınar'la birlikte görev yaptı. O yıllar zordu.  Çok çalıştı, çok çabaladı. Çok zorluklar çekti: Pendik Ülkü Ocakları'nı Tuzla'dan Gebze'ye kadar örgütleyip, lise ve üniversiteli gençlerin ağabeyi ve yol başı oldu. 

 

TÜRK MİLLİYETÇİSİYDİ

Türk'tü, Türk milliyetçisiydi, Türkeş hayranıydı.

Eski adı Galatasaray Mühendislik olan Yıldız Teknik Üniversitesinde bir müddet okuduysa da, burası bana göre değil diyerek yeniden sınava girip, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandı ve hukuktan mezun oldu

 

Rahmetli Cemil Meriç'in “Tefekkür vuzuhla başlar, kurtuluş şuurla olur.” lafını düstur edinerek yerli ve yabancı yazarlardan Türk dünyası, Ortadoğu ve İslam tarihine ait onlarca kitap okuyup, Türk İslam dünyasının sorunlarını ve çözüm yollarını tek tek söyleyip, yazdı.

 

DÜNYAYI KUCAKLADI

Verdiği seminerlerde: Mete Han ile Türk devletini kurdu.

Alpaslan'la Anadolu'ya girdi, Fatihle çağ açtı, Yunus'la İslam'ı anlattı, Hezarfen Ahmet Çelebi ile gelişmeyi, Mevlâna ile dünyayı kucakladı.

Yazdığı yazılarında: Evrensel hukuk ve insan haklarının önemini vurgulayıp: “Bir insanın en önemli hakkı yaşama hakkıdır. Yaşama hakkını; barınma, beslenme, eğitim ve sağlık izler. Devlet insanların bu hakları kullanması için herkesi meslek ve iş sahibi yapmalı, katma değeri yüksek ürünler üretmenin ününü açmalı, milletin her bir ferdi refah içinde mutlu, geleceğinden emin, devlet güçlü olmalı.“ demişti.

 

Ülkücü camiayı 1980 darbesi ile pasivize etmek isteyenlere karşı çıktı, hemen her yer ve zamanda düşüncelerini söyleyerek isabetli ve şuurlu konuşmalar ve yorumlar yaptı. Devletin, ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne, nimet ve külfetin eşit paylaşımına dikkat çekerek; milli düşünce, yorum, duruş ve maddi ve manevi desteğiyle birçok insanın hayatına dokundu.

1980 öncesinin karanlık ortamında karıştığı öğrenci olayları sebebiyle bir iki defa tutuklandı. İstanbul ve Giresun cezaevinde tutuklu olarak kaldı. Çok yakın çevresine birkaç cümle ile anlattığına göre tutukluluk günlerinde çok hırpalandı, çok acı çekti, ciğerleri delindi, Heybeliada sanatoryumunda uzun süre tedavi gördü. Metin Elçi, hiçbir suçlamadan ceza almadı. Suçsuz ve masum olarak cezaevinden çıktı, çektiği tüm çileye rağmen devlet aleyhine tek kelime söylemedi.

NİHAL HANIMLA EVLENDİ

1987 yılında Nihal Elçi Hanım ile evlenen Metin’in İsmail Yavuz ve Ali Yağmur adlı, her biri üniversite mezunu çalışkan başarılı ve ülke sevdasıyla sevdalanmış hak ve hakikat dostu iki çocuğu var.

Üniversite yıllarında İstanbul Fatih'e oturdu. Hem okudu hem Beyazıt'ta bulunan Türkmen Yayınevi'nde çalıştı. Şişli'de arkadaşlarıyla ortaklaşa diş laboratuvarı girişiminde bulundu. Borsa ile ilgilendi. 1994 yılında yeniden Pendik'e dönerek arkadaşları ile bordür taşları imalatı işini kurdu. Bir süre Pendik Kızılay'da ar-ge koordinatörü olarak görev yaptı. Hergün gazetesinde yazılar yazdı.

Pendik'te ülkücü camianın sembol isimlerinden biri olan Metin Elçi hasta idi. Cezaevi günlerinin hatırası olan pankreas kanseri onu çok uğraştırıyor, o; arkadaşlarını üzmemek için rahatsızlığını gizliyordu. Ülkücülerin sevgilisi, arkadaşım Mehmet'in kardeşi Metin Elçi, 27.04.2024 Cumartesi günü fani dünyaya veda etti. Veda ederken de yıllarca emek verdiği ülküsünü, yeni kuşaklara öğretmek ve geliştirmek için arkadaşlarına emanet etti.

 

Merhum Metin Elçiyi Pendik 15 Temmuz Şehitleri Cami'nde kıldığımız cenaze töreni ile Pendik Dolayoba Mezarlığında dua ve gözyaşları arasında toprağa verdik. Cenaze törenine Elçi ailesi, Pendik ve çevresinden yüzlerce ülkücü ve MHP'li, Pendik protokolü ve hemen her görüşten Pendikli katıldı.

Gözlerde yaş, dillerde tekbir.

Kabrin cennet bahçelerinden bir bahçe, mekânın cennet olsun, hakkını helal et, Metin.

 

DUALARLA ANDIK

Metin Elçiyi vefatının birinci yılında kabri başında dualarla andık.27 Nisan 2025 Pazar günü gerçekleşen anma törenine Elçi ailesi, ülkücü camia ve sevenleri katıldı.