yerelhayat @ hotmail.com

Koronavirüs yani Covid 19, henüz bir yaşında değil ve hala sert vuruyor ve insanlar onun anlamlı mesajından hala habersizler. Genç, yaşlı ya da hükümdar veya vatandaş arasında ayrım yapmıyor, vizesiz ve seyahat belgesi olmadan tüm ülkelere girdi ve her yöne hareket ediyor.

Genellikle sapmış insanlığa Allah'ın gönderdiği işaretlerden biridir. Çünkü Cenab-ı Hak diyor ki: Rum suresi 41'ci Ayet: “İnsanların kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Allah'a belki döner diye yaptıklarının bazı sonuçlarını (dünyada) onlara tattıracaktır.”


Allah bizi öldürmek isteseydi, bizi hemen öldürecek başka bir virüs gönderirdi ama merhametinden bize hatırlatıyor. İsra suresi 59'cu Ayetde diyor ki: “Oysa biz ayetleri ancak korkutmak için göndeririz.”
Cenab-ı Allah ayetlerinden bazılarını önceki milletlere gönderdi. Ama onun mesajını almadılar, bu yüzden kaderleri kesin bir yıkımdı. Kuran-ı Kerim'de korkunç, destansı hikâyeler görüyoruz. Nuh'un oğlu gözleriyle su tufanını gördü ama vazgeçmedi ve Hud suresi 43. Ayette : “Ben, kendimi sudan koruyacak bir dağa sığınacağım” dedi. Sonuçta oğlu boğulanlardan oldu.


Firavun halkı, Allah onlara kan, kurbağa, çekirge (Yakın zamanda Suudi Arabistan'a gönderdi) ve bit göndersin ve buna rağmen meseleyi sanki kendileri ilgilendirmiyormuş gibi ele aldılar ve başlarına gelen kaçınılmaz son Duhan suresi 24. Ayette onlar için Allah, “Boğulacak bir ordudur.” dedi.
Bugün Allah bize Korona virüsü gönderdi ve her köye girdi ve bizi evlerimize kilitledi, öyleyse ne yapıyoruz?! Beni hastalıktan koruyan bir maskeye sığınacağım mi diyoruz? Maskeyi taktık, ellerimizi sterilize ettik, fiziksel olarak ayrıldık ve evlerimizde izole olduk, denge bozuldu, ekonomi yıkıldı ve İşsizlik arttı, peki virüsün daha şiddetli bir şekilde isabet ettiğini gördüğümüzde ne yapıyoruz? Bize Galip, Kahreden olan Allah'tan başka bir şey kaldı mı? Mesajı neden iyi anlamıyoruz? “Hele Kur'anı düşünsünler? Yoksa kalplerinin üzerinde kilitler mi var?”


Neden Allah'a dönmüyoruz? Oysa o bize sesleniyor, zâriyât ayet 50'de “O hâlde Allah'a koşun. Şüphesiz ben, size O'nun katından gönderilmiş açık bir uyarıcıyım.” Diyor.


Dr. Morton (Black/ Kara veba) kitabında söz ettiğine göre; veba Avrupa'da ortaya çıkıp ve yirmi beş milyon insanı öldürdüğünde, o zamanlar insanlar, böyle bir salgının yayılmasının, kendilerini Allah tarafından cezalandırılmasına neden olacak günah işlemekle bağlantılı olduğuna inanıyorlardı! İşin garibi, işledikleri tek günahın, sefaletlerine, ihanetlerine ve yolsuzluklarına rağmen Yahudilerin kendi aralarında yaşamalarına izin vermelerinin her zaman oybirliğiyle kabul edilmiş olmasıdır.


Gayrimüslimlerin Yahudiler hakkındaki görüşü ve inancı buysa, biz, onlara sessiz kalan Müslümanlar ve talihsizlikleri, başımıza getirdikleri musibetlere rağmen onlarla uzlaşmaya ve dost olmak için yarışıyoruz, ahlak neredeyse dibe yaklaşmış, Allah'ın önüne hangi yüzle çıkacağız?
Yaklaşık 1085 yılında Irak, Hicaz ve Şam'da grip ve vebayla birlikte hastalıklar arttı. Ardından ani ölümleri, vahşi hayvanlar ve davarların ölümü izledi, kara yeller esti ve yıldırımlar çoğaldı, insanlar neredeyse kıyamet koptuğunu zannettiler. Sonra o dönemin Halifesi Al-Muktadi Bi-Emrillah'ın emriyle; Her yerde iyilik emredilecek ve kötülük yasaklanacak, çalgı makinelerini kırılacak, alkol dökülecek ve yozlaşmış insanlar ülkeden kovulacak. Emirler yerine getirildikten sonra gelen musibetler Allah'ın lütfu ve merhametiyle ortadan kalktı.


Biz de iyiliği emretmeyi ve kötülüğü yasaklamayı ve Estağfirullah demeği unutuyoruz... Bu anlayışla ne bu dünyada ne de ahirette sağlam sonlar beklemeyin!