yerelhayat @ hotmail.com

Haksız mıyım? Okuyun bu gerçek hikâyeyi sonra karar verin!
1982'ye kadar El Aksa Camii'nde 93 yaşında vefat edene kadar nöbet tutan son Osmanlı askernin öyküsü.
Kudüs'ten çekilip Türkiye'ye dönme emirlerini yerine getirmeyi reddetti, çünkü Kudüs emirlerin üstünde. Onca yıllardan sonra ona neden dönmedin? diye sorulduğunda, o hala yüce bir dağ zirvesi gibi, başı dimdik, gururla etrafa bakarak nöbet yerini hiç terk etmedi.
93 yaşında Hasan Iğdırlı son Osmanlı askeri onlara şu cevabı verdi: iki Kıble’nin ilkini ve iki kutsal caminin üçüncüsünü terk edersem Hz. Muhammed'in Sallallahu Aleyhi ve Sellem, üzülmesinden korkuyordum.
1982'de Mescid-i Aksa'dan ayrıldı. Ama nereye?
Ülkesine değil, mezarına. Tesadüfen İlhan Bardakçı adlı bir Türk gazeteci tarafından 1972 Cuma günü El Aksa Camisi'nde karşılandı. Hikayesini şu başlığı altında yazdı:
"Onu Mescid-i Aksa'da tanıdım."
Bardakçı, El Aksa Camisi'nin kapısına varana kadar Kudüs'te dolaştığını, ikinci avlunun önünde Onbaşı Hasan Efendi'yi gördüğünü ve onu sorduğunda, deli olduğu, yıllardır burada ve bir heykel gibi durduğu, kimseye bir şey sormadığı ve sadece camiye baktığı söylendi. Yanına yaklaştı ve onu bir Türk aksanıyla selamladı, Onbaşı Hasan Efendi gözlerini oynattı ve anlamlı bir Anadolu aksanıyla cevap verdi: "Selamun aleykum evlat." Gazeteci bu dildeki cevabı karşısında şok oldu ve kimliğini sordu sonra sohbet başladı.
Onbaşı Hasan, "Osmanlı İmparatorluğu düştüğünde, Şehri - Kudüs'ü- yağmalatmamak ve talan ettirmemek için ordumuz, İngiliz ordusu Kudüs'e girene kadar bir birlik bıraktı. (Muzaffer orduların, mağlup ordunun bu tür birimlerine, onlarla karşılaştıklarında esir muamelesi yapmamak geleneğidir.).
20. Kolordu, 36. Tugay, 8. Alay'dan Onbaşı Hasan ve 11. Makineli Tüfek Komutanı olduğunu belirterek, bu birliğin üyesi olduğumda ısrar ettim ve ülkeme dönmeyi reddettim.
Son Türk muhafız şöyle diyor: “Filistin'deki kardeşlerimizin Osmanlı İmparatorluğu'nun bizi terk ettiğini söyleyeceği korkusuyla Kudüs'te kaldık. Dört asır sonra Mescid-i Aksa'nın ağlamamasını istedik. Peygamberlerin İmamı Efendimizin Peygamberimiz Muhammed'in acı çekmemesini istedik, İslam âleminin hüzün ve yas içinde tüketilmemesini istedik.
Onbaşı Hasan sözlerine şöyle devam ediyor: "Sonra uzun yıllar geçti ve göz açıp kapayıncaya kadar geçti ve arkadaşlarımın hepsi tek tek Yüce Allah'ın merhametine kavuştular. Sayıları elli üç kişiydi, düşmanları onları yok edemedi, aksine kader ve ölüm.
Türk gazeteci şöyle diyor: Onbaşı benden son bir şey istedi ve bu konuda ısrar etti. Bana dedi ki: Oğlum Anadolu'ya döndüğünde Tokat'ın Sancak köyüne git, Subayım Yüzbaşı Mustafa beni buraya El Aksa Camii'ne nöbetçi olarak bırakıp emanet olarak boynuma koydu. Ellerini benim adıma öp ve ona de ki: Komutanım, on birinci makineli tüfek grubu başkanı, El-Aksa Camii'ndeki Nöbetçi Hasan Iğdırlı, O günden beri bıraktığım yerde hala nöbet tutuyor ve nöbetini asla bırakmadı, Dualarınızı rica ediyor.
Onbaşı Hasan, vatanını ve ailesini terk ederek El-Aksa'ya nöbetçi olarak kaldı. Yüreğinde sadece onurluların bildiği cesaret, sadakat ve gurur vardı. Ama ölüm onları birer birer aldı. Osmanlı El Aksa Muhafızlarının sonuncusu olarak 1982'de ölüm onu da aldı. Peygamberlerinin sevgilileri böyle olurlar, mümin erkekler öyledir ey Allah'ın Resulü, Seni seviyorlar ve sana itaat ediyorlar, Allah sana merhamet etsin ey Onbaşı Hasan, Sevdiğin Kainatın Seyyidi Resulullah Sallallahu Aleyhi ve sellem ile beraber haşır olasın, Mekanın cennette olsun. Allah’ım bizi de onlarla beraber olmayı nasip eyle. Allah’u Teala der ki:
Ahzap suresi 23 ayetin meali: Mü’minlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.
Allah seni hak ettiğin şeyle ödüllendirsin ve sen Osmanlı İmparatorluğu varken ve düştüğünde orada askerdin ve kutsal göreviniz yerine getirirken ve mezarında seni selamlıyoruz, Allah mezarını pür nur etsin ey Onbaşı Hasan. Bu emaneti bu şekilde senin gibi taşıyacak olan artık dünyada kalmadı.
Şimdi anladınız mı neden Osmanlıyım iftiharla dediğimi !!!