yerelhayat @ hotmail.com

HAYIR VE HASENATTA ÖNCÜ VE ÖNDER

İSMAİL KAYA

Bugünkü konuğum Pendik’in en renkli simalarından biri olan İsmail Kaya.

İsmail Kaya’yı ne kadar tanıyorsunuz bilmiyorum. Amacım renkli kişiliği, güler yüzü, çalışma azmi ve yaptığı hayır hasenat ile Pendik’e damga vuran, öncü ve önder İsmail Kaya’yı bu satırlara taşıyarak tarihe bir not düşmek.

Çocukluğum, Pendik Çarşıda geçti. Gazipaşa Caddesi’nde evimiz ve dükkânımız vardı. Hemen her gün  Kuşlu park ve Çarşı Cami avlusunda arkadaşlarımla buluşup, sohbet ederim. 25 yıl kadar önce Merhum ayakkabıcı Köse Fehmi abinin dükkanında tanığımım İsmail abi renkli bir kişiliğe sahiptir. Kaya’nın sohbeti güzel, ikramı boldur.

Okumayı annesinden öğrendi

İsmail Kaya: 175-180 boyunda, 75-80 kilo ağırlığında, ak saçlı ve aksakallıdır. Tipik Karadeniz burnu, kafasındaki bere, gözündeki gözlük ve kendisine has yürüyüşü ile ben buradayım der. İsmail Kaya, okula gitmedi, gidemedi. Okumanın değerini bilen annesi ile birlikte eş ve dosttan duyduğu bilgilerle kendi kendine okumayı öğrendi. Okumayı öğrenmek ile kalmayıp, kendisinden sonra gelenlerin okula gidip, bilgisini ve görgüsünü geliştirmesi, iş ve meslek sahibi olması için okul üzerine okul yaptı. Kaya’ya göre okumadan olmaz, okula giden evini, yurdunu, tarihini, dinini bilir, okula giden iş ve ekmek sahibi olur. Okula giden kendisine, ailesine ve milletine faydalı olur.

“Babamın ne kendi yüzü,  ne de fotoğrafını gördüm”

Savaş, hastalık, yokluk ve kıtlık günlerinin çocuğu olan İsmail Kaya, 1940 Trabzon Of doğumludur.  2,5 yaşında babasını kaybeden Kaya’yı annesi Ayşe Hanım büyütmüş. O günlerde fotoğraf mı var? Yok tabi. 2,5 yaşındaki çocuk babasını ne kadar hatırlarsa İsmail’de babasını o kadar hatırlıyor işte. Baba sevgisinden mahrum büyüyen İsmail, bütün sevgisini annesine verir. Nasıl vermesin ki? İsmail’e hem analık hem de babalık yapan Ayşe Hanım, İsmail’in her şeyidir. Her şeyidir ama İsmail’i okula gönderemez. Okul uzak, elde avuçta ise ne para ne mülk vardır. Akıllı ve ileri görüşlü bir kadın olan Ayşe Hanım, “İsmail okumalı” diyerek,  İsmail ile birlikte kendi kendilerine okumayı öğrenirler. Anne akıllı da İsmail, akıllı değil mi? Akıllı tabi, “Buradan ne köy ne kasaba olur” diyen İsmail, ”Ne varsa büyük şehirde var deyip”  15 yaşında gurbete çıkar.  1955’de Pendik’e gelen İsmail için, Pendik: yeni bir başlangıç, yeni umuttur.

Komi olarak başladığı iş hayatında, merdivenleri ikişer üçer çıkıp, müteahhit oldu

1955’den 57’ye kadar lokantalarda çalışan İsmail Kaya: Sarıyer Canlı Balık Gazinosu, Karaköy Liman Lokantası, Erdek Gül Plajı ve Caddebostan Gazinosu’nda çalışarak komilikten garsonluğa, garsonluktan şef garsonluğa yükselir. Garsonluk Kaya için basit bir iştir.

Burada benim ne işim var?

İkinci dünya savaşından çıkan Almanya’da büyük bir işçi açığı vardır. Çevre ülkelerden işçi alan Almanya Türkiye’den de işçi almaya başlayınca: Kaya’nın kafasında bir soru işareti oluşur. Almanya’ya gitsem, yeni ülkeler, yeni kültür görsem, kendimi biraz daha geliştirip, bir iş ve meslek sahibi olsam ne olur? Münih Hilbest Park Oteli’nde işe başlayan İsmail Kaya, şimdi Avrupa’dadır.  Sorar, soruşturur. Of’tan ve İstanbul’dan getirdiği bilgileri Alman kültürü ile harmanlayıp dün ile bugünü, İstanbul ile Münih’i, Türki’ye ile Almanya’yı karşılaştırır. İyiye, güzele, Hakk’a ve hakikate aşık İsmail Kaya: Bir gün çevreye şöyle bir göz atıp,  Allah’ın evi camileri, İslam’ın hizmetkârı Türk’ü göremeyince: “Benim burada benim ne işim var? Ben, niye el âleme hizmet ediyorum?” diyerek Türkiye’ye döner. Çünkü Kaya’nın damarlarında dolaşan kan Türk’ün kanı, kulaklarındaki ses ezan sesidir.

Çalışkandır

1960-63 arası Gölcük' te 30 ay askerlik yapan Kaya, 1970 yılında Hatun Hanım ile evlenir. Evlilik sorumluluk, sorumluluk daha çok çalışmaktır. Trabzon, İstanbul, Bursa ve Münih’i gören Kaya,  garsonluğu bırakıp, müteahhitliğe başlar. Avrupa görmüş, zevk ve estetik sahibi, iş ve işçiyi bilen, çalışma azmiyle dolu Kaya, İnşaatın birini bitirip diğerine başlar. Yaptığı binalar sağlam, kullanıldığı malzemeler kaliteli, işçiliği iyidir.  İşleri sürekli büyür, adam çalıştırır, arabalarla kum ve demir taşıtır. Sıra araba almaktadır. Para var, araba var ama ehliyeti yoktur.

Allah korkusu, Allah sevgisi

Ehliyeti yoktur. Çünkü ilkokul diploması yoktur. 74’de Kartal Öğretmen Zekeriya Güçer İlkokulu’nda İlkokul dışarıdan bitirme sınavlarına girer. Arka arkaya gelen sınavlardan başarı ile çıkan Kaya, bir sınavda; bir kadın hocanın eteğine yapışarak: “Hocam! Soruların birçoğunu cevapladım. Biliyorum bu cevaplarımla ben bu sınavı geçerim. Ancak bir soru var ki: Ben bu sorunun cevabını imtihan heyecanı ile hatırlayamıyorum. Korkum, zayıf not almak değil, korkum, bir gün bana: “Sen bu sorunun cevabını adını nasıl hatırlamazsın?” diye sorarlarsa, o zaman ben ne cevap veririm?” Diyerek aklına gelmeyen dört halifenin ismini öğretmene sorar. Öğretmen kâğıdı yukarıdan aşağıya süzdükten sonra şöyle der: Yazdıkların doğru, 60-70 alırsın,  ama yine de söyleyeyim. Benim babamın adı Ömer, oğlumun adı Ebu Bekir.” Ali ve Osman’ı yazmak Kaya için çocuk oyuncağıdır.

Ben okuyamadım ama bu çocuklar okumalı

Okula gidememişliğin ezikliği ile Zekeriya Güçer’den ayrılan İsmail Kaya, “Ben okuyamadım ama bu çocuklar okumalı” diyerek kendisini o gün hayır işlerine verir. Allah’ın rızasını kazanmak, Allah’ın emrine uymak için eşi dostu bir araya getirip, nerede ihtiyaç, nerede eksiklik varsa oraya koşar.  Pendik İmam Hatip Lisesi,  Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi, Pendik Lisesi, Şıhlı Köyü İlköğretim Okulu, Tuğba Kız Kuran Kursu, Pendik Emniyet Müdürlüğü, Pendik Sahil Cami, Pendik Çarşı Cami, Şıhlı Merkez Cami, Bahçelievler Cami İmam-ı Azam Camii Derneği Kaya’nın bizzat kurduğu ya da yönettiği derneklerden bir kaçıdır.  Pendik Kartal derken Adapazarı ve Urfa’da hayır işine giren Kaya için ne desek az.

Ayşe, melek, Hatice, Tuğba, Fatma, Şura ve Süleyman’ın babası olan İsmail Kaya: Milletine ve devletine aşık, Türk’ün hası İslam’ın bayraktarı, hayır ve hasenat sahibidir. Allah’ın “oku” emri gereği okul yaptırıp,  zorda ve darda olana yardım eden İsmail Kaya Pendik’te sevilen ve tanınan biridir. Kaya’nın özü sözü bir, yolu Allah’ın yoludur.

Kalemde eğrilik olur İsmail Kaya’da eğrilik olmaz

İsmail Kaya’nın ilk işi garsonluk, ilk dükkânı Kayalar Gıda, asıl mesleği ise müteahhitliktir. Bir fabrika kurmayı çok isteyen İsmail Kaya’ya, bu fabrikayı ne zaman kurar bilmiyoruz. Hoş sohbet, yemeği, yedirmeği ve ikramı çok seven, sözünün eri, gözünü budaktan esirgemeyen, doğru bildiği yolda dosdoğru yürüyen İsmail Kaya, iyi bir hatip ve iyi bir dinleyicidir.

Yalanı ve yalancıyı sevmeyen Kaya için,  “Kalemde eğrilik olur, İsmail Kaya’da eğrilik olmaz” derler. Başbakan Adnan Menderes’e garson olarak hizmet etmiş,  mili görüşün ilk günlerinde Erbakan’ın, şimdi de Erdoğan’ın yanında olan İsmail Kaya, 80 yıldır doğru bildiği yolda milletine, devletine ve İslam’a hizmet ederek yürüyor.

Teşekkürler İsmail Kaya Abi, sağlığın yerinde, sevdiklerin yanında, yolun açık, ömrün uzun olsun. 

Mustafa Telli