Plajımızı İstiyoruz
Yerel seçimde kim plajımı geri verirse oyum ona.
Deniz kıyısında, deniz, güneş ve kum banyosu için düzenlenmiş, kumluk alana plaj denir. Denize girmek keyif, yüzmek spor, deniz suyu sağlıktır.
Denizin içinde doğan, deniz çocukları, denize girmek için; kilometrelerce yol kat edip, bir iki gününü yolda geçirerek, binlerce lira para harcıyor. Yollardaki kaza ve ölümlerse ayrı bir acı, ayrı bir işkence.
Bundan 40 sene önce Pendik’in hemen her noktasından denize giren Pendikliler, bugün denize hasret. Pendik’te deniz var fakat Pendikli denize giremiyor.
Aşırı ve plansız büyüyen İstanbul’da trafiği rahatlatmak isteyenler, denizin toprakla doldurup sahil yolu yaptı.. Zira plan ve programsız yapılaşma sonucu arap saçına dönen araç trafiğinin bir an önce çözülmesi gerekiyor. Çözümüm en kolayı da denizi doldurmak.
Nasılsa memleketle onlarca taş ocağı, binlerce inşaat alanı var. Taşlar ocaktan, toprak inşaat alanlarından. Kum, zaten denizde hazır bekliyor.
Kadıköy’ü, Tuzla’ya bağlayan 6 şeritli sahil yolu yapıldı. Trafik bir nebze olsun rahatladı, peki ya deniz? Deniz, ne oldu? Denizin içinde doğan deniz çocukları, nereden denize girecek? Nerede yüzecek? Pendik’in hemen her noktasından denize giren Pendikli şimdi ne yapacak? Veteriner Plajı, Kızılay kampı, Palmiye Plajı, Madalyon plajı şimdi nerede? Küçük kayalıklar, Kayalıklar, Avcılar kulübü, Merdivenler, Güzelyalı, Kurt kiremit ve Pavli adamız da denize girebiliyor muyuz? Üzülerek söyleyelim ki bugün ne kıyımız ne plajımız ne de adamız var.
“Yoksa yok. Bize ne?”, “Denize giren üç beş kişi, onlarda girmesinler” , “Antalya’ya gitsinler”, mi diyeceğiz? Hayır. Kimsenin böyle bir söz söylemeye hakkı yok. Biz, tüm Pendikliler denizde doğduk, deniz de büyüdük.
Sen plan, program yapma. Şehir, kendi kendine gelişi güzel büyüsün. Hatta oy alacağım diye bu büyümeyi teşvik, denizi doldur. Olur mu? Hayır!.
Sahil yolu ne kadar önemli ise deniz de o kadar önemlidir. İngilizler, Ruslar, Almanlar; denize girmek için onca masraf yapıp, yol teperek sahillerimizi doldurmuyorlar mı? Yurdun dört bir yanındaki insanlar, denize girmek için Aydın’a, Muğla’ya, Balıkesir’e, Antalya’ya gitmiyorlar mı?
Denize girmek, bir ihtiyaçtır. İnsanlar, serinlemek için denize girer. Spor yapmak için denize girer. Sağlık için, güneşlenmek için, eğlenmek için denize girer. Deniz suyu tüm vücudumuzu tepeden tırnağa yıkayıp, dezenfekte eder, O su ile milyonlarca minerali alır, kullanırız.
Pendik kıyılarında uygun bir yere bir yere plaj yapılabilir, denizin içinde suni bir plaj yapılabilir, hatta karada suni bir plaj yapılabilinir.
Deniz; seyirlik bir manzara değildir. Her Pendiklinin de: Antalya’ya gidecek parası veya vakti yoktur. Olsa da gitmeye mecbur değildir. Ayrıca 15 milyonluk İstanbullunun, dört tarafı denizle çevrili iken; Antalya’ya gitmeyi anlamak mümkün değil.
Siz Otobüs şirketlerine, petrol istasyonlarına, Antalya otellerine ortak mısınız?
Trafik terörüne verdiğimiz canlar; bizim canımız, yaralılar bizim yaralılarımızdır. Yolda geçen zaman, harcanan emek ve para bizim paramız, israf ise haramdır.
Özetle biz plajımızı istiyoruz, plajımı veren, oyumu alır.
Mustafa Telli