yerelhayat @ hotmail.com

HİLEYE DUR


Sokrates M.Ö. 4. yüzyılda Atina'da yaşamış, Yunan filozofudur.

Bir ay kadar önce, marketten yarım kilo kıyma alıp, buzdolabına koydum. ertesi gün kıyma ambalajını açan kızım: Baba bu kıyma bozuk, rengi kararmış ve kokuyor. dedi.

Medyada şöyle bir haber gördüm: Tarım ve Orman Bakanlığı, taklit - tağşiş ve hile yapılan ve sağlığı tehlikeye düşürebilecek gıdalar listesini güncelledi. Söz konusu liste "güvenilirgida.tarimorman.gov.tr" adresinde kamuoyuyla paylaşıldı.
Paylaşıma göre insan hayatını ve sağlığını tehlikeye düşürecek şekilde bozulmuş ve değiştirilmiş ürün sayısı 66'ya, taklit-tağşiş ve hileli ürün sayısı 498'e çıkmış.

Taklit-tağşiş ve hilenin en çok yapıldığı ürünler; yükte hafif pahada ağır olan ürünler. Hilenin yapıldığı yerler ise bu ürünlerin üretildiği ve tüketildiği yerler.
Bakanlık tüm yurtta bir tarama yapıp, tüm üretim alanlarını, fabrikaları, depoları ve satış yerlerini inceledi mi?
Ürettiği üründe; tarım ilacı çıkan üreticiye ceza verildi mi?
Ürettiği üründe hile yapana fabrikaya caza verildi mi?
Kullanım tarihi geçmiş sucuğu; yeni etiketle yeniden paketleyen, fabrika sahibine ceza verildi mi? Etin içine: At eti, eşek eti, domuz eti katana ceza verildi mi?
Dana etine: Tavuk eti, tereyağına: Patates, yoğurda: Jelatin, zeytinyağına: Çiçek yağı katan fabrika sahibine ceza verildi mi?
Sahtecilik yapan firmanın sahibine, müdürüne, kontrol ve gıda mühendisine ceza verildi mi?
Verilmiştir tabii. Verildi ama ceza caydırıcı değil ki: Hilenin önüne bir türlü geçilemiyor.

Binlerce dürüst işletmeci ve 86 milyon vatandaş, üç beş hilekâr yüzünden parasın kaybediyor, hasta oluyor, sakat kalıyor, hatta hayata veda ediyor.

Günümüzden 2 bin 400 yıl önce bir adam, Sokrates'e: “Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun?” der.
Sokrates: Bana söyleyeceğin şeyin doğru olduğuna, emin misin?
Adam: “Hayır” der.
Sokrates: Arkadaşım hakkında bana söyleyeceğin şey, iyi bir şey mi?”
Adam: “Hayır” der.
Sokrates: Bana söyleyeceğin şey benim işime yarar mı?”
Adam: “Hayır, yaramaz.” der.
Sokrates: Bana söyleyeceğin doğru değil, iyi değil ve işe yaramaz ise bana niye söylüyorsun?”

Tarım ve Orman Bakanlığı taklit, tağşiş ve sahtecilik yapan firma ve ürünlerin adını, açıkladı. Bu açıklamanın bana faydası var mı? Yok.
Yok çünkü benim bu firmaların kapısına kilit vurma, ceza verme ya da cezaevine atma yetkim yok.
Bana bir faydası yoksa bakanlık bu listeyi niye açıklıyor?

Bakanlık bize liste açıklayacağına; bu firmalara caydırıcı miktarda para cezası verse, yetkilileri hapse atsa, ürünü imha etse, üretilen yeri satış yapılan dükkanı kapatsa, camına da: «Burada hileli gıda satılmıştır.» yazsa daha iyi olmaz mı?

Liste, açıklayarak topu vatandaşa atmak çözüm değil, «Helal Gıda» sertifika sahibi bir kurumun Müslümana domuz eti yedirmesi ise tam bir faciadır.

Şimdi ne olacak? Halk köye kendi üretimine, markalı ürüne ve tanıdık yere yönelecek. Çarşıda döner, köfte, lahmacun gibi et ürünleri yemek işi bıçak gibi kesilecek. Kırmızı etten kaçan vatandaş tavuğa yönelecek.

Bize işimize yaramayan liste açıklamayın. Ülkede birlik ve beraberlik duygusunu yeniden tesis edin, üretim giderlerini aşağı çekin, yerinde denetim yapın, caydırıcı ceza verin.

Kararmış ve kokan kıymayı, aldığım markete üzerinde etket ve fişiyle beraber götürüp, paramı geri istedim. O günden beri o markete gitmiyorum.

Vicdanımızın sesine kulak verip, kendimizi kral, başkalarını sinek görmekten vaz geçtiğimiz gün tüm sorunlar çözülür.